Bağımsız Denetimle İlgili Bilgiler
Bağımsız Denetim Nedir?
Bağımsız denetim, bir işletmenin ekonomik faaliyetleri sonucunda hazırlanan finansal tablo ve diğer finansal bilgilerin önceden belirlenmiş ölçütlere (örneğin, uluslararası finansal raporlama standartlarına) uygunluğu ve doğruluğunun makul güvence sağlayacak yeterli ve uygun bağımsız denetim kanıtları ile bağımsız denetim standartlarında öngörülen gerekli tüm bağımsız denetim tekniklerinin uygulanarak, defter, kayıt ve belgeler üzerinden değerlendirilmesi ve sonuçlarının bir rapora bağlanmasıdır.
Bağımsız Denetimin Amacı Nedir?
Finansal tabloların bağımsız denetiminin amacı; finansal tabloların finansal raporlama standartları doğrultusunda bir işletmenin finansal durumunu ve faaliyet sonuçlarını tüm önemli yönleriyle gerçeğe uygun ve doğru bir biçimde gösterip göstermediği konusunda bağımsız denetçinin görüş bildirmesini sağlamaktır.
Neden Bağımsız Denetim?
Dünya ticaretindeki gelişmeler, bunların ulusal piyasalara etkileri, dünyada sınırların ticaret açısından hemen hemen ortadan kalkması, beraberinde daha fazla finansal risk, yolsuzluk olaylarını da getirmiştir. Bütün bu gelişmeler bağımsız denetimin önemini daha da arttırmıştır.
Global dünyada karar vericilerin istedikleri bilgiye ilk elden ulaşmaları imkânsıza yakındır. Bilgi başka kişilerden elde edildiğinde ise kasten ya da kasıtsız olarak yanlış beyan edilme olasılığı yükselir. Bilgi riskini azaltmak için bilgiyi talep edenin yapabileceği üç şey vardır: istediği bilgiyi kendi başına elde edip kontrol etmek, karşı tarafa güvenmek ya da en yaygın yol olarak bağımsız denetim görüşüne başvurmak.
Denetim yapılmasını gerektiren en önemli unsur, finansal nitelikli bilgilerin doğru ve güvenilir olup olmadığının tespit edilmesi ihtiyacıdır.
Bağımsız denetimin, yalnızca mevzuat yükümlülüğü olarak görülmemesi işletmelerin yararına olacaktır.
Bağımsız Denetimin Faydaları Nelerdir?
Finansal riskleri en az seviyeye indirebilmek için çok önemli bir gereklilik olan şeffaflık, işletmeler ve piyasalar için önemli bir ölçek haline gelmiştir. Bunu sağlamanın yolu ise bağımsız denetimden geçmektedir.
İşletmelerde pay ve menfaat sahiplerinin hak ve çıkarlarının korunması açısından doğru ve güvenilir bilgiye ihtiyaç vardır. Doğru ve güvenilir bilgiye erişmenin güvencesi bağımsız denetim görüşü ile sağlanabilir.
Denetimin en önemli faydası hiç şüphe yok ki karar verme sürecinde kullanılacak bilgilere ne ölçüde güvenileceği konusunda makul güvence vermesidir.
Bağımsız denetimin, hem denetlenen firmaya, hem de kamuya ve devlete yararları söz konusudur.
• Yönetime doğru bilgi akışı sağlar.
• Yönetime finansal tablolarla ilgili olarak tahmin ve analiz yapmasında, geleceğe ait sağlıklı kararlar almasında yardımcı olur.
• Finansal tabloların gerçeği yansıtıp yansıtmadığını gösterir.
• Bağımsız denetimden geçen bir şirkette tüm ortakların hakları daha iyi korunmuş olur.
• Suiistimal ve yolsuzluk eğilimini azaltır, işletme yönetimi ve çalışanlarının hile yapmasının önlenmesine yardımcı olur.
• Muhasebe kayıtlarında hatalı işlemlerin azalmasına yardımcı olur.
• Muhasebe hatalarının düzeltilmesini sağlar.
• İşletmelerin şeffaflığına katkı yapar ve piyasadaki güvenilirliğini yükseltir.
• Kredi kurumlarının kredi değerlemede karşı karşıya bulundukları bilgi riskini (güvenilmez finansal tablolar) azaltır, işletmenin düşük maliyetli finansman bulmasını kolaylaştırır.
Bağımsız Denetime Kimlerin İhtiyacı Vardır?
Bilgi kullanıcıları denetçinin görüşlerine güvenen ve işletme yönetimi tarafından açıklanan bilgileri kararlarında kullanan kişilerdir. Bunlar;
• Ortaklar
• Ortak olmak isteyenler
• Kredi verenler
• Yöneticiler
• Kamu kurumları
• Diğer karar alıcılardır.
Kullanıcıların istedikleri bilgilere bağımsız ve belirlenen standartlara uygunluk derecesi değerlendirilmiş olarak ulaşmaları amacıyla bağımsız denetime ihtiyaç duyulur.
Türkiye’de Bağımsız Denetim
Yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK) uyarınca, finansal tabloların hazırlanması ve sunumuyla ilgili düzenlemeler Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) tarafından yapılmaktadır.
Bağımsız denetime tabi olacak şirketlere ilişkin kriterler Bakanlar Kurulu Kararı (BKK) ile belirlenmekte olup, başkaca şart aranmaksızın genel olarak Kamu Yararını İlgilendiren Kuruluşlar (KAYİK) ve BKK ile belirlenen kriterlerden daha büyük şirketler bağımsız denetime tabidir. 2016 yılı için bu kriterler aktif toplam 40 milyon TL ve üzeri, net satış hasılatı 80 milyon TL ve üzeri ve çalışan sayısı 200 kişi ve üzeri olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla 2014 ve 2015 yıllarında söz konusu 3 kriterden herhangi ikisini sağlayan şirketler 2016 yılında bağımsız denetime tabi olacaktır.
KAYİK’ler bireysel ve konsolide finansal tablolarını Türkiye Muhasebe Standartlarına (TMS) uygun olarak hazırlamak ve sunmak zorundadırlar.
Bağımsız denetime tabi olup KAYİK kapsamında olmayan şirketler, finansal tabloların hazırlanmasında ve sunumunda TMS’leri uygulamak zorunda olmayıp, isteğe bağlı olarak TMS’leri uygulayabilirler.
TMS’leri uygulamak zorunda olmayan ve uygulamayı tercih etmeyen şirketler finansal tablolarını KGK’nın belirlediği Yerel Finansal Raporlama Standartlarına göre hazırlamak zorundadır.
Bağımsız Denetim Yaptırmamanın Sonuçları Nelerdir?
TTK’nın 397. maddesinin 2. fıkrasında; denetime tabi olanların, hazırlamış oldukları finansal tablolarının denetimden geçip geçmediğini, denetimden geçmiş ise denetçinin görüşünü ilgili finansal tablonun başlığında açıkça belirtmek zorunda oldukları, bu hükmün, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu için de uygulanacağı, denetime tabi olduğu hâlde, denetlettirilmemiş finansal tablolar ile yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun, düzenlenmemiş hükmünde olduğu belirtilmiştir.
Maddenin gerekçesinde, denetimden geçmeyen finansal tabloların ve yönetim kurulu faaliyet raporunun batıl olduğu ifade edilmiştir.
Dolayısıyla, TTK gereğince bağımsız denetime tabi olduğu halde denetimden geçmemiş finansal tablolar ve yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu hükümsüzdür.
Finansal tablolara, yönetim kurulunun yıllık raporuna, yıllık kâr üzerinde tasarrufa, kâr payları ile kazanç paylarının belirlenmesine, yedek akçenin sermayeye veya dağıtılacak kâra katılması dâhil, kullanılmasına dair kararların alınması, anonim şirket genel kurulunun devredilemez görev ve yetkileri arasında yer almaktadır (TTK, md.408/f.2-d).
Bağımsız denetime tabi olduğu halde bu denetimi yaptırmamış olan anonim şirket genel kurulunca doğal olarak yıllık kâr üzerinde tasarrufa, kâr payları ile kazanç paylarının belirlenmesine, yedek akçenin sermayeye veya dağıtılacak kâra katılması dâhil kullanılmasına dair kararlar alınamayacak alınsa dahi bu genel kurul kararlarının hükümsüz olduğunun tespiti davası açılabilecektir (TTK, md.447). Çünkü bu kararların alınabilmesi için öncelikle dönem kârının hangi tutarda olduğunu gösteren ve hukuken geçerli sayılan finansal tablolara (bilanço, gelir tablosu) ihtiyaç vardır. Bağımsız denetimden geçmemiş finansal tablolar hükümsüz sayıldığından söz konusu tablolara dayanılarak genel kurul tarafından alınan kararlar da hükümsüzlük yaptırımıyla karşılaşacaklardır
.
Yine, TTK’nın 424. maddesinde; bilançonun onaylanmasına ilişkin genel kurul kararının, kararda aksine açıklık bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve denetçilerin ibrası sonucunu doğuracağı, ancak bilançoda bazı hususlar hiç veya gereği gibi belirtilmemişse veya bilanço şirketin gerçek durumunun görülmesine engel olacak bazı hususları içeriyorsa ve bu hususta bilinçli hareket edilmişse onamanın ibra etkisini doğurmayacağı hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla, denetimden geçmemiş bilanço hükümsüz sayıldığından bu bilançonun genel kurulca onaylanması halinde bile yönetim kurulu üyeleri ve yöneticiler ibra edilmiş olmayacaktır.
TTK’da, bağımsız denetime tabi olduğu halde bağımsız denetim yaptırmayan sermaye şirketlerine yönelik olarak herhangi bir idari yaptırım uygulanmasına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Ancak; TTK’ya göre bağımsız denetim kapsamındaki şirketler internet sitesi açmak ve kanunun belirlediği bilgileri internet sitelerinde yayınlamak zorundadırlar. İnternet sitesinde yayımlanacak içerik, “Sermaye Şirketlerinin Açacakları İnternet Sitelerine Dair Yönetmelik” ’in 6. Maddesi ile belirlenmiştir. İlgili maddenin 1. fıkra (c) bendine göre; “Seçilen denetçinin adı ve soyadı/unvanı, yerleşim yeri/merkezi, varsa tescil edilmiş şubesi” internet sitesinde sürekli olarak yayımlanır. TTK 562. maddenin 12. fıkrası gereği 1524. maddede öngörülen internet sitesini oluşturmayan şirketlerin yönetim organı üyeleri, yüz günden üçyüz güne kadar adli para cezasıyla ve aynı madde uyarınca internet sitesine konulması gereken içeriği usulüne uygun bir şekilde koymayan bu fıkrada sayılan failler yüz güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılır. (Para cezası günlük en az 20 TL, en fazla 100 TL olup 300 gün için en az 6.000 TL, en fazla 30.000 TL dir - TCK Md. 52/1-2).
METROPOL BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.